— Düşünce yöntemlerinin bizimkilerden çok daha hızlı olup, herşeyi çok, ama çok daha büyük bir süratle öğrenmesine karşı, şu andaki zeka düzeyi herhangi bir insanınkinden daha düşük. Aynı zamanda henüz ne olduğunu çıkaramadığımız bazı güçleri de var. Bunu anlatması oldukça güç ama, örneğin geçmişin tümü hakkında eksiksiz bilgi sahibi gibi gözüküyor. Sizi izlemek, ardınızdan Yer Yuvarlağına gelmek için de bu yeteneğini kullanmış olmalı.
Bir dereceye kadar yenilmiş olduğunu bir defaya mahsus olarak kabul eden Alvin herhangi bir yanıt vermedi. Theon’ un Vanamonde’ın Lys’e gelmesini istemekte ne denli haklı olduğunu anlamaktaydı. Seranis’ten daha kurnazca davranmakla ne iyi bir iş yapmış olduğunu da bilmekteydi. Çünkü Seranis’i iki defa aldatıp iki defa kafese koymak kimsenin harcı değildi.
— Vanamonde’ın yeni doğmuş olduğunu mu söylemek istiyorsunuz?
— Vanamonde kendi ölçülerine göre henüz yeni doğmuş, henüz bebek sayılır ama İnsanoğlundan çok, çok daha yaşlı olduğu kesin. Ama asıl olağanüstü olan, kendisini bizim yaratmış olduğumuz hakkındaki ısrarı. Bu konuda dediğim dedik. Bence aslının geçmişin tüm büyük sırlarıyla ilişkili olduğuna hiç kuşku yok.
Theon biraz üst perdeden, Vanamonde kendi malıymış gibi çıkan bir sesle sordu.
— Vanamonde şimdi neyle meşgul.
— Crevarn’lı tarihçilerin sorularını yanıtlamakla. Tarihçiler geçmişin ana hatlarını çıkarmaya çalışıyorlar. Ama Vanamonde geçmişi mükemmel bir ayrıntı bolluğuyla çizebilmesine rağmen gördüklerini anlamadığı için, bundan ötürü de onunla beraber çalışmak, ne dediğini açıkça anlamak çok zor olduğu için, bu iş daha yıllarca sürer.
Alvin Seranis’in bütün bunları nasıl olup da bildiğini, yine de, yine de bir türlü anlayamamaktaydı. Sonra Lys’ teki her aydın, ileriye dönük kimsenin bu araştırmanın, bu büyük araştırmanın gelişmesini izlemekte olduğunu anlayıp birdenbire bir karara vardı.
— Rorden de burada bulunmalıydı. Diaspar’a, Rorden’i getirmeye gidiyorum.
Bir an durduktan sonra aklına sonradan gelen bir düşüncenin kararlılığıyla ekledi.
— Tabii Jeserac’ı da.
Rorden ömrü boyunca hiç kasırga görmemişti ama, eğer bir kasırgaya tutulmuş olsaydı bile bundan daha fazla sarsılamazdı. Gerçeği yaşamakta olduğu duygusunu tamamiyle yitirdiği, herşeyin, ama herşeyin bir düş olduğu, bir düşten başka bir şeyi yaşamadığı hissinin hemen hemen kahredici bir ağırlıkla üstüne çöktüğü, bunaltıcı anlar vardı ve bu da o anlardan biriydi çünkü.
Gözlerini yumup büroyu, bir zamanlar hem şahsiyetinin bir parçası, hem de onu dış dünyaya karşı koruyan bir set olmuş olan Diaspar’daki büroyu anımsamaya çalıştı. Eğer Alvin’le ilk karşılaştığında geleceği görüp de bu karşılaşmanın doğuracağı sonuçları ön görebilmiş olsaydı, neler düşünmüş, nasıl bir tutum içine girmiş olabileceğini merak etti. Bununla beraber bir şeyden, bu geleceği, neyi gösterirse göstermiş olsun yönünden saptıramayacağından, bunun düşüncesine bile iltifat etmeyeceğinden emindi. Şimdi hem kesinkes emindi, hem de gurur duymaktaydı.
Tekne gölün üzerinde Rorden’in oldukça hoşuna giden bir tarzda, kuğu gibi ağır ağır süzülürken, Rorden Grevarn kasabasının hangi amaçla bir ada üzerinde inşa edilmiş olduğunu bir türlü bulup çıkaramamaktaydı. Nazlı dalgalara karşı demirlemiş, nazlı dalgaların üzerinde yükselip inen rengârenk evlerin, hemen hemen gerçek olamayacak kadar güzel bir manzara sergilemesine rağmen, bu Rorden’e yine de özürlü, yersiz bir düzenleme gibi gelmekteydi. Rorden manzara ne kadar güzel olursa olsun, insanın ömrünü yine de sırf manzara seyretmekle geçiremeyeceğini düşünmekteydi çünkü. Sonra, hemen hemen aynı anda, bu garip insanların büyük çoğunluğunun bundan başka bir şey yapmadığını, ömürlerini sadece ve sadece bu manzarayı seyretmekle geçirdiklerini hatırladı.
Bununla beraber bu insanların haklarını yememek gerekirdi. Bu insanlar bu garipliklerine rağmen yine de kendini saygı duymaktan alamadığı derecede gelişmiş beyinli kimselerdi. Vanamonde’ın anlattıkları Rorden için geniş, çok yankı yapan bir manzarada, hepsi de aynı anda bağırıp çağıran binlerce kişinin sesinden doğan anlamsız bir kakafoniden başka bir şey değilken, Lys’liler bu düşünce seli içinde, bu sözcükler denizi üzerinde, boğulmak bir yana, babalarının evindeymiş gibi güvenli adımlarla ilerleyebiliyorlardı. Bu sözcüklerin anlamlarını tek tek çıkarabilip, bu sözcükleri ileride rahat rahat değerlendirmek için, tek tek kaydedebiliyorlardı. Böylece geçmişin bir zamanlar tümüyle yitirilmiş gibi görünen kurgusu, daha şimdiden hafif hafif şekillenmeye başlamıştı ve bu öylesine beklenmedik, öylesine yabancı bir kurguydu ki Rorden’in şimdiye dek öğrenmiş, doğruluğuna daima inanmış olduğu tarihle en ufak bir benzerliği yokmuş gibiydi.