Alvin eski Shalmirane’a karşı duyduğu sempatiyi belirtmek için bir an durduktan sonra süratle, boğuntuya getirmek istercesine büyük bir süratle konuşmaya başladı. Yaşlı adam önerisini yavaş yavaş kavramaya başlayınca da toparlanmasına fırsat vermeden devam etti. Diaspar’daki büyük bilgi birikiminden, Kayıtlar Muhafızının bu bilgi birikiminden ne denli büyük bir ustalıkla yararlandığından söz etti. Üstadın robotları şimdiye dek tüm soruşturuculara karşı koymuş olsalar bile Rorden’in sondajlarına karşı koyamayıp sırlarını açığa vurabilirlerdi. Böyle bir fırsat bir daha ele geçmeyebileceği için insanın bu fırsattan anında yararlanmaması için deli olması gerekirdi vesaire, vesaire.
Kendi söylevinden kendisinin başı dönmeye başlayan Alvin sözlerini bağladı.
— Hepsine birden ihtiyacınız yok. Robotlardan birini bana verin. Bana ödünç verip kumandalarıma itaat etmesini emredin. Ben de robotu Diaspar’a götüreyim. Sorgu lama başarılı da olsa başarısız da olsa geri getireceğim. Sözüm söz.
Bu öneriden Theon bile sarsılmış gibi görünmekteydi. Nerede kaldı ki ev sahipleri. Yaşlı adamın yüzünü dehşet dolu bir ifade kapladı.
— Böyle bir şey yapmama imkân yok!
— Niçin? Düşünün. Neler öğrenebileceğimizi düşünün bir.
Yaşlı adam kararının kesin olduğunu, üstelemenin yersiz olduğunu başıyla da vurgulamaktaydı.
— Böyle bir şey Üstadın isteklerine ters düşeceği için…
Bu yanıt Alvin’i hem düş kırıklığına uğratmış, hem de canını sıkmıştı ama Alvin genç, karşısındakiyse hem yaşlı, hem de yorgundu. Alvin bu avantajlarıyla karşısındakinin zayıflığından sonuna dek yararlanarak bir kere daha hücuma geçip yaşlı adamı acımasız bir yaylım ateşine tuttu bu kez. Theon şimdi o ana dek varlığından bile kuşkulanmamış olduğu bir Alvin, Alvin’e bile yabancı, yepyeni bir Alvin görmekteydi karşısında. İlk çağların insanları engellerin yollarını uzun süre kapamasına hiçbir zaman müsaade etmemişler, gelecek kuşaklara en değerli miras olarak da irade güçleriyle kararlılıklarım, bu kuşakların hâlâ yitirmemiş, hâlâ sahip olduğu korkunç irade güçleriyle tuttuğunu koparan kararlılıklarını bırakmışlardı. Alvin henüz bir çocukken bile kendisini Diaspar’ın hamurunda yoğurup kalıbından çıkaracak, üzerine Diaspar’ın damgasını basacak güçlere karşı koyabilmişti. Şimdiyse gençti. Alevli gençliğinin doruğundaydı. Damarlarında alevli gençliğin ateşli, engel tanımaz kam akıyordu ve karşısında da dünyanın en büyük kenti değil de sadece yaşlı bir insan duruyor, yolunu sadece ve sadece yaşlı yorgun bir insan tıkamaya çalışıyordu. Aradığı tek şeye, huzura, uykuda; çok yakında dalacağına hiç kuşku olmayan ebedi uykuda kavuşacak olan çok yaşlı, çok yorgun, çok çok bezgin bir insan…
Dokuzuncu Bölüm
YER arabası son ağaçları da geçip sessizce Airlee’nin geniş alanında durduğunda gece çok ilerlemişti. Yolculuğun büyük bir kısmı boyunca sürmüş olan tartışma da artık son bulmuş, sonunda barışmışlardı. Tartışmayı döğüşmeye kadar vardırmamış olmalarının nedeni belki de güçler arasındaki açık nispetsizlikti. Çünkü Theon ancak Krift’ten medet umabilir. Kriftin de Alvin’in bakmaya hâlâ doyamadığı denizatı gözlü, çoğul tentaküllü robotu yanında esamisi bile okunmazdı.
Theon sözünü sakınmamıştı. Ağzını açıp gözünü yumarak veryansın etmiş, Alvin’in ne zorbalığım ne de edepsizliğini bırakmış, bunlara bir de kendinden de, yaptıklarından da utanması gerektiğini eklemişti. Alvin ise bu sözlere gülüp geçmekle yetinip yeni oyuncağıyla oynamaya devam etmişti. Devir teslimin nasıl yapılmış olduğunu bilmemekteydi ama robota bu dünyada artık sadece o emir verebilir, robotun gözleriyle sadece o görebilip sesiyle sadece o, konuşabilirdi.
Seranis onları tavanı yokmuş gibi görünen, ama Alvin’in başının üzerinde bir kubbe olduğunu yine de sezdiği şaşırtıcı bir odada beklemekteydi. Tasalı, Alvin’in şimdiye dek görmediği kadar kararsız bir hali vardı ve bu tavrı Alvin’e pek yakında yapması gerekebilecek olan seçimi anımsatmaktaydı. Konseyin soruna bir çözüm, herhangi bir şekilde bir çözüm getireceğine inanmıştı ama şimdi Konseyin kararının hiç de kendi istekleri doğrultusunda olmayabileceğini anlamaktaydı.
Seranis söze başladığında sesi boğuk boğuk çıkmaktaydı. Üstelik zaman zaman durup düşündüğü için de Alvin onun şimdi daha önceden prova edilmiş sözcükleri tekrarlamaktan başka bir şey yapmadığına gözü kapalı yemin edebilirdi.